Gizli Kalp Belirtileri Nelerdir ?

Gizli kalp tıp dilinde “İskemi Kalp Hastalığı” olarak bilinmektedir. Kalp kasını besleyen ve kalbe oksijen taşıyan damarlar olan koroner damarların daralması sonucunda kan akışında azalma meydana gelecektir. Gizli kalp belirtileri uzun bir süre ortaya çıkmadan devam edebilir.

Gizli Kalp Belirtileri

Gizli kalpte kalbin koroner damarlarında daralma olmasına rağmen kişi bir iş yaparken veya dinlenirken bunu fark etmez. Bu hastalığa böyle denmesinin sebebi hiçbir belirti vermeden ilerlemesidir. Kişi doktora gitmek için herhangi bir belirtiye rastlamaz. Bu hastalık daha çok şeker hastalığı olan kişilerde, kadınlarda ve 65 yaşın üzerinde olan hem kadın hem de erkeklerde görülebilmektedir. Bu hastalık ailesinde kalp rahatsızlığı olan kişilerde daha fazla görülmektedir.

Kalp Tıkanıklığı Nedir?

Kalp tıkanıklığı kalp hastaları arasında ciddiye alınması gereken bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Hastalığın belirtileri ortaya çıktığı zaman hemen doktora başvurmalıdır. Kalp tıkanıklığı kalpte bulunan koroner arter damarlarının daralması veya tıkanması olayıdır. Koroner arterler kalbi besleyen oksijen yollarıdır.

Kalp Tıkanıklığı Belirtileri

Kalp tıkanıklığının en sık görülen belirtilerinden bir tanesi de göğüste meydana gelen ağrıdır. Göğüs kafesinin içinde meydana gelen ağrı, sıkıştırma ve basınç bu hastalığın tipik habercisidir. Ağrıların şiddeti ara sıra azalır ve artar. Kalp ile ilgili ağrılar sadece göğüs bölgesinde görülmez. Çevre organları da etkiler. Diğer belirtiler arasında sol kol veya her iki kolda da ağrı, sırt ve karnın üst kısmında meydana gelen ağrılar. Bu ağrıların yanında kalp hastalıklarının belirtileri arasında her zaman olan nefes darlığı bu hastalıkta da kendini gösterir. Bulantı ve kusma durumu da hastalığın belirtileri arasındadır. Kalp krizi öncesinde bulantı ve kusma kadınlarda daha fazla görülür.

Yoga (Sanskrit, Hindistan kaynaklı fiziksel ve zihinsel disiplinleri tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Aynı zamanda Hinduizm, Budizm ve Jainizm'de çeşitli meditatif uygulamalara da yoga adı verilmektedir. Hinduizm'de, altı geleneksel felsefe okulundan (āstika) biri olarak kabul edilir

Sanskrit dilinde yoga kelimesi pek çok anlama sahiptir; "kontrol etmek", "boyunduruk altına almak" veya "birleştirmek" anlamına gelen Sanskrit "yuj" kelimesinden türemiştir. "Kavuşma", "bir araya gelme", "birlik", "karşılaşma" ve "yöntem" olarak çevrilebilir. Yoga uygulayan veya yoga felsefesini takip eden kişiye yogi ya da yogini adı verilir. Yogini ifadesi "yogi"isminin dişil kullanımıdır.

Kronik İskemik Kalp Hastalığı Nedir?

Kronik iskemik kalp hastalığı kalp kasının çeşitli nedenlerden dolayı yeterli bir şekilde beslenememesi sonucunda ortaya çıkan bir kalp hastalığıdır. Kronik iskemik hastalığının en sık bilinen nedeni kalbi besleyen koroner damarların tıkanması veya bir şekilde daralması olayıdır. Bu tıkanma veya daralma sonucunda kalp kendisi için gerekli olan oksijeni ve besinleri tam olarak alamaz ve bunun sonucunda da verimli çalışamaz.

Kronik İskemik Hastalığı Belirtileri

Kronik iskemik kalp hastalığı koroner damarlarda olan tıkanma veya daralma sonucuna göre farklı belirtiler verir. Kalp kası yeterince beslenemediği zaman bazı maddeler sinir uçlarına baskı yaparak göğüs kısmında, boyunda, sol kolda, karnın üst bölgesinde, çenede ve dişlerde bir ağrı meydana gelmesine sebep olur. Bunların yanında kişide nefes darlığı, çarpıntı ve yorgunlukta gözlenir.

Kalpte meydana gelen her türlü rahatsızlık kişinin yaşamını yakından etkilemektedir. Kalp deliği rahatsızlığı da kalp hastalıklarından sadece bir tanesidir.

Kalp deliğinin tıpta ki karşılığı “Ventriküler Septum Kusuru”dur. Bu hastalık genellikle doğuştan gelmektedir. Rahatsızlık bazen yeni doğan bebeklerde fark edilmez. Bunun sebebi deliğin ufak olmasıdır.

Kalp Deliği Neden Olur?

Kalp deliği genellikle doğuştan gelen bir hastalıktır. Bebek anne karnında iken gelişim döneminde diğer organlar gibi kalbinin tam olarak gelişmemesi sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı bu rahatsızlığın bir sebebi bulunmamaktadır. Ama bazı bilim adamları bu rahatsızlığın kalıtsal ve çevre faktörlerinden dolayı oluşabileceğini söylemektedir. Bu delikler küçük ise fark edilmeleri çok zordur. Bu küçük delikler belli bir süre sonra kendiliğinden kapanmaktadır. Eğer delik fazla büyükse bu durumda cerrahi müdahale gerekmektedir.